7 Haziran 2013 Cuma

kuranda ruh kavramı


Gönderen: 21 nisan 2005 Saat 07:47 | Kayıtlı IP  

KURANDA RUH KAVRAMI


Kuranda ruh kavramı hiç bir ayette insan ile ilgili olarak geçmez.Ruh kavramı vahyin diğer bir adıdır.Dolayısıyla kuranda ruh; vahiy ve vahyi taşıyan cibril hakkındadır. İlgili ayetler
CİBRİL,E İSNADEN RUH KAVRAMNIN GEÇTİĞİ AYETLER Bakara..87- Celâlim hakkı için Musa'ya o kitabı verdik, arkasından birtakım peygamberler de gönderdik, hele Meryem oğlu İsa'ya apaçık mucizeler verdik, onu Rûhu'l-Kudüs ile de destekledik. Size nefislerinizin hoşlanmayacağı bir emirle gelen her peygambere kafa mı tutacaksınız? Kibrinize dokunduğu için onların bir kısmına yalan diyecek, bir kısmını da öldürecek misiniz?

Bakara..253- O işaret olunan resuller yok mu, biz onların bazısını, bazısından üstün kıldık. İçlerinden kimi var ki Allah, kendisiyle konuştu, bazısını da derecelerle daha yükseklere çıkardı. Biz Meryem oğlu İsa'ya da o delilleri verdik ve kendisini Rûhu'l-Kudüs (Cebrail) ile kuvvetlendirdik. Eğer Allah dileseydi, bunların arkasındaki ümmetler, kendilerine o deliller geldikten sonra birbirlerinin kanına girmezlerdi. Fakat ihtilâfa düştüler, kimi iman etti, kimi inkâr etti. Yine Allah dileseydi, birbirlerinin kanına girmezlerdi. Fakat Allah dilediğini yapar.
Meyem 17- Sonra ailesiyle kendisi arasına bir perde koymuştu. Biz ona ruhumuzu gönderdik de ona tam bir insan şeklinde göründü
.
Bu ayetlerde vahyi taşıyan meleğe yani cibrile RUHUL KUDUS =KUTSAL RUH ifadesi kullanılmıştır.Bizlerde aynı ifadeleri kullanırız.
Mesela bir tarih profesörüne, AYAKLI TARİH ifadesini kulllanırız.Aynı şekilde Son peygamber Hz Muhammede
YÜRÜYEN KURAN,AYAKLI KURAN dediğimiz gibi
VAHYİ TAŞIYAN CİBRİLE İSNADEN SADECE RUH KAVRAMI GEÇEN AYETLER
Nebe 38- O gün Ruh ve melekler sıra sıra dururlar. Rahmân'ın izin verdikleri dışında hiç kimse konuşamaz. İzin verilen de doğruyu söyler
Kadr 4- Melekler ve Ruh o gece Rablerinin izniyle, her iş için inerler

Mearic 3- O, derece ve makamlar Allah'tandır.
Mearic 4- Melekler ve Ruh miktarı ellibin yıl süren bir gün içinde ona çıkar.
Bu ayetteki İleyi= ona zamiri dil bilim ve gramer kurallarına göre bir önceki kelimeye atfetmek gerekirki oda,önceki ayetteki son kelime olan meariç,tir. Dolayısıyla burdaki ona zamirini kalkıpta Allaha atfetmenin ona mekan isnadı anlamına gelirki,böyle bir düşüncenin tevhide aykırı olduğunu düşünüyoruz Meariç; miraç kelimesinin çoğuludur. mirac,ın ise gerçek anlamda ne olduğu kesin olarak bilmek imkansız. Ben mahiyetini sadece Allahın bildiği ve meleklere ait derece veya makamlar olduğunu söylemekle yetinmeyi uygun görüyorum.En doğrusunu Allah bilir.
Ruh kavramının, vahiy anlamında olduğu ile ilgili ayetler

İsra..82- Biz Kur'ân'dan, iman edenler için bir şifa ve rahmet kaynağı olan âyetler indiriyoruz. Zalimlerin de ancak zararını artırır.
İsra..83- Biz insana nimet verdiğimiz zaman, Allah'ı anmaktan yüz çevirip uzaklaşır. Ona fenalık dokununca da ümitsizliğe kapılır.
İsra..84- De ki: "Herkes bulunduğu hal ve niyetine göre iş yapar. Bu durumda kimin en doğru yolda olduğunu Rabbiniz daha iyi bilir.
"
İsra..85! Sana ruhtan soruyorlar. De ki: "Ruh Rabbimin emrindendir ve size ilimden ancak az bir şey verilmiştir."
İsra..86- Yemin olsun ki, dilersek sana vahyettiğimizi ortadan kaldırırız; sonra bize karşı kendine bir vekil (koruyucu) bulamazsın.

İsra..88- Ey Muhammed! De ki: "Yemin olsun, eğer insanlar ve cinler bu Kur'ân'ın benzerini getirmek üzere toplansalar ve birbirlerine yardımcı olsalar bile, yine onun bir benzerini meydana getiremeyeceklerdir."
Ayetler gurubu dikkate alındığında görüldüğü gibi isra 85 teki ruhtan maksat vahiydir.Bulunduğu toplumda insanlara Allahın elçisi olduğunu ve Allahtan vahiy aldığını söyleyen peygambere bir takım insanlar vahyin mahiyeti hakkında sorular sordukları görülmektedir.Onların bu sorusuna ise Allah cevap vermiştir
ANAHTAR KELİME;ALLAHIN EMRİ. ALLAHIN EMRİ İSE ŞÜPHESİZ VAHİYDİR
İşte Allahın sonsuz ve sınırsız ilminden bizlere bildirilen bu az bilgi kurandaki olan kadardır
Burayı biraz daha açalım.Asırlardan beri resullük taslayan insanlar olagelmiştir.Nitekim günümüzde de böyle insanlar vardır.Örnek olarak Ali iskender mihr,i gösterebiliriz.Bu sahte resule hiç bir insan gidipte insanın ruhu varmı diye sormaz. Ya neyi sorar?
Sen kendine vahiy geldiğini iddia ediyorsun arkadaş; anlat bakalım bu işin mahiyeti nedir?
işte Aynen bunun gibi kendi içlerinde 40 yıl yaşamış ve onlara göre sıradan biri olan insan olan Hz Muhammed günün birinde aniden Allahın resulü olduğunu ve Allahtan vahiyler aldığını ve bunlara uymazlarsa onlara ahiret azabıyla korkutuyordu.Dolayısıyla bu insanlar Hz Muhammedin bu konuda güvenilir olduğunu tesbit amacıyla vahyin mahiyeti (ruhtan)hakkında sorular soruyorlardı.Yoksa bu kişilerin insanın ruhu varmıdır yokmudur gibi bir detleri ve sıkıntıları yoktu
Ruh kavramının vahiy anlamında kulllanıldığı ile ilgili diğer ayetler
Mümin..15- O dereceleri yükselten Arş'ın sahibi Allah, o buluşma gününün (kıyametin) dehşetini haber vermek için kullarından dilediği kimseye emrinden Ruh indiriyor.

Nahl 2- Kendi emrinden Ruh ile melekleri, kullarından dilediği peygamberlere indirip şu gerçeği insanlara bildirin, buyuruyor: Benden başka hiçbir ilâh yoktur. Ancak benden korkun.
Nahl 102 Onlara de ki: ", iman edenlere sebat vermek, müslümanlara bir hidayet ve bir müjde olmak için Rabbin Ruhu katından hak olarak indirdi.
Mücadele 22. Allah'a ve ahiret gününe inanan bir milletin, babaları, oğulları, kardeşleri, yahut akrabaları da olsa Allah'a ve Resulüne düşman olanlarla dostluk ettiğini görmezsiniz. Onlar o kimselerdir ki Allah kalblerine iman yazmış ve onları bir Ruh ile desteklemiştir. Onları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacak, orada ebedî kalacaklardır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da O'ndan razı olmuşlardır. İşte onlar Allah'ın hizbi (dininin yardımcıları)dir. İyi bil ki, kurtuluşa ulaşacak olanlar, Allah'ın hizbidir.
RUHTAN ÜFLEME

Enbiya 91- Irzını koruyan Meryem'e ruhumuzdan üflemiş, onu ve oğlunu, âlemler için bir mucize kılmıştık.
Hicr 28..Rabbinin meleklere şöyle dediğini hatırla: "Ben, kuru balçıktan, şekil verilmiş kokuşmuş çamurdan bir insan yaratacağım."
Hicr..29- Ben, onun yaratılışını tamamladığım ve ona ruhumdan üflediğim zaman, siz hemen onun için secdeye kapanın."
Secde 7- Yarattığı her şeyi güzel yaratan ve insanı yaratmaya bir çamurdan başlayan O'dur.
Secde..8- Sonra da onun soyunu süzülmüş bir özden, değersiz bir sudan yaratmıştır.
Secde..9- Sonra onu düzenli bir şekle sokup, ruhundan üfürdü. Ve sizin için kulaklar, gözler ve gönüller var etti. Siz pek az şükrediyorsunuz!
Sad 71- Hani Rabbin meleklere demişti ki: "Ben çamurdan bir insan yaratmaktayım."
Sad 72- "Onu tesviye edip, düzeltip de ruhumdan ona üfledim mi derhal ona secdeye kapanın."
Tahrim 12-Irzını korumuş olan, İmrân kızı Meryem'i de Allah örnek gösterdi. Biz, ona ruhumuzdan üfledik ve Rabbinin sözlerini ve kitaplarını tasdik etti. O, gönülden itaat edenlerdendi.
Ruhtan üfleme ne anlama gelir? Suda boğulmuş bir insana canlılık kazandırmak için,nefes üflenir.Aynı şeklide sıcakların etkisinde bunalan insanlar serin yeller estiğinde,üflediğinde'' oh be hayat varmış'' derler.Subhanallahın ise yarattığı bir varlığa canlılık kazandırması ,hayat vermesi için üflemeye, püflemeye ihtiyacı yoktur.Dolayısıyla üfleme ifadesi tamamne mecazidir
Yasin 81- Gökleri ve yeri yaratan, onlar gibisini yaratmaya kâdir değil midir? Elbette kâdirdir. Çünkü o her şeyi yaratandır, her şeyi bilendir.
82- O'nun emri, bir şeyi dileyince ona sadece "Ol!" demektir. O da hemen oluverir.
En,am 73 O, gökleri ve yeri hak ile yaratandır. "Ol!" dediği gün herşey oluverir. O'nun sözü gerçektir. Sur'a üflendiği gün de hükümranlık O'nundur. Gizliyi ve açığı bilendir ve O, hikmet sahibidir, her şeyden haberdardır
KUN FEYEKUN Alllah ol der olur yani vahyeder.İşte Allahın ruhundan üfürmesi demek, yarattığı varlığıa vahyederek CANLANDIRMASI anlamındadır ki şu ayet açıkça buna delalet etmektedir
Ali İmran..59- Doğrusu Allah katında İsa'nın (yaratılışındaki) durumu, Âdem'in durumu gibidir; onu topraktan yarattı, sonra ona "ol!" dedi, o da oluverdi.
KUN FEYEKUN
Buraya kadar gördükki kuranda insanın ruhu olduğuna dair tek bir ayet yoktur.İnsan ölünce ruhu çıkar diyorlar.
Peki olmayan bir ruh nasıl çıkıyor.Kuran insanı NEFS olarak tanıtır.İnsan hayata gelmeden nasıl mutlak bir yokluk idi ise ölüm olayında da bir bütün olarak yok olmaktadır.İnsandan çıkan herhangi bir şey yoktur
İnsan bir bütündür.Bir bütün olarak dünyaya gelmekte ve bir bütün olarak ölüm olayı ile yok olmaktadır. Dolayısıyla insanlar yaratılmadan önce ruhlarını yaratıldığı ve Allahın bu bedensiz hayaletlere ruhlar aleminde soru sorduğu kalu bela ilgili ayetin tamamen yunan patentli ruh anlayışına göre yorumlanmasından kaynaklanmaktadır. Allah insanları taksit tasit yaratmadığı gibi taksit taksit öldürmesi düşünülemez.Eski yunan mitolıjisine göre insan; beden ve ruhtan meydana gelen bir varlıktır. Ölüm olayında ise beden yok olmakta ruh ise ölümsüz olduğundan başka alemlerde yaşamına devam etmektedir.Hatta başka bir insanın bedeninne girip bu şekildede yaşamına devam edebilmektedir.Reenkarnasyon
Bakara ..28- Allah'ı nasıl inkâr edersiniz ki, ölü idiniz sizleri diriltti. Sonra sizleri yine öldürecek, sonra yine diriltecek, sonra da döndürülüp ona götürüleceksiniz.
Bu ayeti kerimede Allahu Teala yaratılış öncesini ölüm olarak tarif etmektedir (ve kuntum emvaten) işte ölüm olayıda aynen bunun gibi salt bir yokluktur.
Yartılış ve dirilişle ilgili diğer ayetler
Yasin 78- Yaratılışını unutarak bize bir de mesel fırlattı: "Kim diriltecekmiş o çürümüş kemikleri?" dedi.
79- De ki: "Onları ilk defa yaratan diriltecek ve o her yaratmayı bilir."
Hac 66- Size (ilk defa) hayat veren, sonra öldürecek olan, sonra da yeniden diriltecek olan O'dur. İnsan gerçekten pek nankördür.
Mümin 11- Kâfirler diyecekler ki: "Ey Rabbimiz! Sen bizi iki defa öldürdün, iki defa dirilttin. Şimdi günahlarımızı anladık. Fakat çıkmaya bir yol var mı?"
İki ölüm ve iki dirilme
Dünyaya gelmeden önceki durum. 1.inci ölüm
Dünya hayatındaki ölüm. 2.inci ölüm
Dünya hayatına gelme. 1.inci diriliş
Kıyametten sonra dirilme 2.inci diriliş
Peygamberin vefatından kısa bir süre sonra yunan eserlerinin arapçaya tercüme edilmiş, ve dolayısıyla yunan mitolojisine ait bu tür inançlar müslümanlar arasında revaç bulmuş ve halende bu anlayış toplumun geneli tarafından kabul görmektedir
Oysaki kuran bunların tamamen aksini söylemktedir
Araf 172 Kıyamet gününde, biz bundan habersizdik demeyesiniz diye Rabbin Adem oğullarından, onların bellerinden zürriyetlerini çıkardı, onları kendilerine şahit tuttu ve dedi ki: Ben sizin Rabbiniz değil miyim? (Onlar da), Evet (buna) şahit olduk, dediler.
Allahu Tealanın bu ayette insanlara yaratılmadan önce kalıpsız ruhlara seslendiği ile ilgili hiç bir işaret yoktur..Ademoğulların bellerinden nesillerin alınması aşağıdaki ayette bildirildiği gibidir


Hac 5..Ey insanlar, eğer, tekrar diriltileceğinizden bir şüpheniz varsa size açıkça gösterelim diye sizi topraktan yarattık, sonra spermden, sonra embriyodan, sonra da yaratılışı belli belirsiz bir çiğnem etten yarattık. Dilediğimizi adı konmuş bir süreye kadar rahimlerde tutar ve sizi bebek olarak çıkarırız. Sonra siz yetişip, erginlik çağına gelirsiniz. Kiminizin canı alınır, kiminiz de bildiği şeyleri bilmez olsun diye ömrünün en düşkün dönemine ulaştırılır. Yeryüzünü kupkuru görürsün de biz ona su indirince harekete geçer, kabarır ve her çeşit güzel bitkiyi çift çift bitirir ya...
Allaha verdiğimiz bu misak ise,yani galu bela insan doğuktan ve iyiyi ve kötüyü ayır edebilme çağına ulaştığında gerçekleşmektedir.her insan yanlışı ve doğruyu anlayabilecek bir özellikte yartılmıştır
Fe elhemeha fucuraha ve takvaha''
Şems 8..(Nefse) isyankarlığını ve iyiliğini ilham edenin hakkı için''
Zariyat 56- Ben cinleri ve insanları ancak bana ibadet etsinler diye yarattım.
Diğer bir ayette ise şöyle buyurulmaktadır
Rum 30..Öyleyse sen yüzünü bir hanif olarak dine, Allah'ın o fıtratına çevir; ki insanları bunun üzerine yaratmıştır. Allah'ın yaratışında hiç bir değişme yoktur. İşte dimdik ayakta duran din (budur). Ancak insanların çoğu bilmezler.
Her insan belli bir yaşa geldiğinde çevresini ve etrafındaki kültürü Allahın kendine vermiş olduğu bu özelikten esinlenerek sorgular . Kainattaki bu muhteşem düzeni, yaratılış harikasını idrak ettiğinde,yaratıcısı Allahı sanki görüyormuş gibi, bütün benliğiyle GALU BELA; EVET DER
Evet yarabbi sensin herşeyi sonsuz kudretinle yaratan SENSİN SEN DER
Bir insanın çevresindeki kültürü ve evrendeki Allahın ayetlerini sorgulayarak dünya hayatında galu bela ya ulaşmasını Hz İbrahimle ilgili şu ayetlerde dahada net görebilmekteyiz

Enam 75- Böylece biz İbrahim'e göklerin ve yerin melekûtunu (muhteşem varlıklarını) gösteriyorduk ki, kesin inananlardan olsun.
76- Üzerine gece bastırınca, bir yıldız gördü:"Rabb'im budur" dedi. Yıldız batınca da:" Ben batanları sevmem" dedi.
77- Ay'ı doğarken gördü: "Rabb'im budur" dedi. O da batınca: "Yemin ederim ki, Rabbim bana doğru yolu göstermeseydi, elbette sapıklığa düşen topluluktan olurdum" dedi.
78- Güneş'i doğarken görünce: "Rabb'im budur, bu hepsinden büyük" dedi. O da batınca dedi ki: "Ey kavmim! Ben sizin (Allah'a) ortak koştuğunuz şeylerden uzağım".
79- "Ben yüzümü tamamen, gökleri ve yeri yoktan var edene çevirdim ve artık ben asla Allah'a ortak koşanlardan değilim".
İşte dünya hayatında gerçekleşen galu bela ve Hz ibrahimin çevresindeki kültürü sorgulaması Enbiya 51- And olsun ki biz daha önce İbrahim'e de rüşdünü vermiştik . Biz onu biliyorduk.
52- O zaman o, babasına ve kavmine: "Bu tapınıp durduğunuz heykeller nedir?" demişti.
53- Onlar: "Biz atalarımızı bunlara tapar bulduk" dediler.
54- İbrahim: "And olsun ki sizler de, atalarınız da apaçık bir sapıklık içindesiniz" dedi.
55- Onlar : "Sen bize gerçeği mi getirdin (Sen ciddi mi söylüyorsun), yoksa şaka mı ediyorsun?" dediler.
56- O şöyle dedi: "Hayır Rabbiniz göklerin ve yerin Rabbidir ki onları O yaratmıştır. Ben de buna şahidlik edenlerdenim."
İşte dünya hayatında gerçekleşen ''GALU BELA

En koyu ateist bile hernekadar dilinden söylemese bile kalbinin derinliklerinden galu belayı söküp atamaz.hayatın içinden çıkılmaz gibi görünen problemleri karşısında o kopkoyu materyalist ateist, bakarsınız çözülüverir ve AMAN ALLAHIM diyerek Allaha sığınıverir.
Yunan kaynaklı ruh ve beden ayırımının getirdiği kurana taban tabana ters olan inançlardan biride ölüm sonrası kabir hayatıdır.Azap veya mükafat.
Kuranın bu konudaki mesajını anlayamamış ve hadislerle kapleri körlenmiş insanlar bu sakat inancın bıraktığı psikolojik rahatsıylıktan dolayı ölmüş yakınları için kuran okurlar.Ne yapsın zavallılar şimdi orda toprağın altında en sevdiği kişi belkide aazap görmektedir.bundan dolayıda belkide bir parça olsun onun azabını hafifiletebilmek için bir şeyler yapmak çabasındadır.Onun için hiç bir şeyden haberi olmayan çürümüş cesetlere kuran okurlar.
Kurana göre ölüm sonrası hayat kabirde değil,kıyametten sonra ahirette olacaktır.Biz yine biz olacağız hemde ta parmak uçlarına kadar eskisi gibi
Kıyamet 4.. Evet, bizim, onun parmak uçlarını bile aynen eski haline getirmeye gücümüz yeter.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder